4 Ocak 2010 Pazartesi

GÜLDEN GOURMET



Colombia'nin Cali Kentinin Granada Semti ( Granada Endülüs Emevi Devletinin Başkenti idi) Restoran, yiyecek ve içeceğin çokça bulunduğu bir semt. Bu semtin merkezinde, C9N69 sokağında, sokağın köşesinde, GÜLDEN yazısı, özellikle (Ü) harfi gözünüze takiliyor, size aşina geliyor. Bir yabancı ülkede bizim ÜĞŞÇÖ harflerimizi görmeniz, yahut telaffuzunu duymanız pek olası değildir. Burada GÜLDEN GOURMET ve TURKISH CUİSİNE yazısı hemen Türkiyeyi hatırlatıyor. Sizi en çok 2.5mx2m boyutunda ki cam giriş kapısına yapılmış Nazar Boncuğu Çıkartması ve kapıyla tabela arasına kaplanan İznik çinisi etkiliyor. İçiniz ısınıyor, yüzünüz gülüyor, dudağınızda tebessümle içeri giriyorsunuz.


Gelinim Ana Mariya ve Ben

İçeriye girer girmez Türk yakınlığını hissediyor, Türkiyeyi anımsıyor, herşeyi kendinize yakın buluyorsunuz.

Restorant, Mutfak ve salon olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Mutfak önünde tezgah ve üstünde 60cmx2m. lik bir perde var. Perdenin üzerine kocaman bir Türkiyenin Turizm haritasını koymuşlar, hemen altında Türk Bayrağı, Ayıyla yıldızıyla bizim kırmızı beyaz bayrağımız, yüzünüze gülüyor sizi kucaklıyor,..

-Hoş Geldiniz, diyor.



Salonda duvarlara sabitlenmiş altı adet masa ve her masanın gene sabit karşılıklı ikişer kişilik, deri koltuğu var. Her masanın üzeri boydan boya posterlerle kaplanmış, üzerine cam koyulmuş, şık ve tertemiz bir mekan olmuş.

Posterler ülkemizin çeşitli bölerinin görüntülerinden oluşmuş.

Birinci Masa Doğu Bölgesi Masası. Ağrı Dağı Postrri… Ağrı Dağı bizim, der gibi…Posterin üzerinde ayrıca Tepesi karlı, Erciyes dağı, Diyarbakır İsak Paşa Camisi ve başı dumanlı, eteklerinde yaşattığı medeniyetleri sergeleyen heykelleriyle Nemrut Dağları bulunmakta.



İkinci Masa İstanbul Masası, İstanbul Ortaköy Cami ve Boğaziçi köprüsü posteri var. Posterin üzerinde, Pera Palasın bulunduğu sokak, Sultanahmet Cami bütün haşmetiyle, Kapalı Çarşı resimleri sergilenmiş.



Üçüncü Masa Capadocia Masası. Kapadokya’nın Peri Bacaları posteri Var. Üzerine Peri Bacalarının, Göremenin, tünellerin resimleri koyulmuş.



Dördüncü Masa EGE Masası. Kocaman Troya Atı posteri var. Posterin üzerine İzmir Saat Kulesi, Kuşadası, Efes estanteneleri koyulmuş.



Beşinci Masa, Karadeniz Masasidur…Karadenizun hırçin dalgalarinun kıyılaru doven posteri çok yakişmuş. Posterin üzerunde Sümela Manastiru, Horon Tepen Karadenuz Uşağu, Trabzon Uzun göl, Rizanun yaylaru vardur. Temele nooldi, kimse bilmey…




Altıncı Masa Akdeniz Masası. Akdenizin çarpıcı güzelliklerinin posteri ve üzerinde Yıllara meydan okuyan Aspendos, Mavi deniz ve yeşil doğanın kucaklaştığı Göcek koyu ve Alanya..

Türkiyede seyahat ediyor gibisiniz. Ülkemizin her köşesini geziyor, anımsıyorsunuz.

İçeriye giren müşteriye garson, hangi masada oturmak istersiniz diye sormuyor, Türkiye de nereye gitmek istersiniz diye soruluyor.


Kapının karşısında ki duvarda yaklaşık 6mx1m ebadında yazı tahtası var. Üzernde PREGUNTE POR yazılı büyük harflerle, Por için demek. Öteki kelimenin manasını bilmiyorum. Belki ‘Sizin için’ dir. Çeşitli yemekler, menü çeşiteri, kahvaltılar var. Çay, kahve yazılı. Bu yazılrı zaman zaman değiştiriyorlar. Tahtanın üzerinde boydan boya bir raf var. Rafta yaklaşık kırk paket Çaykurun Filiz ve Tomurcuk çayları var, Kahve fincanları, cezveler, tabaklar…hem teşhir ediyor, hem de satış yapıyorlar.
Salonda üç kolon var, (40x75m) ebadında direk. İki kolnun etrafına raf yapılmış raflarda zeytinyağı şişeleri sıralanmış. GULDEN OLIVE OIL, Bunlar Gülden Zeytin yağları, üzerinde nazarlıklarla Türkleştirilmiş. Karşı Kolonu kocaman nazarlıklarla dekore etmişler. Hep bizden, hep bildik Memleket compozisyonu oluşturmuş…Memleket hasreti duyan herkes karşısına geçip seyretmekle hasret giderebilir.


Köşelerde ve kolon önlerinde, tahtadan yapılmış 50-60cmlik küçük variller var. İçlerine Turkish cooffi, zeytin yağından yapılmış sabun ve kuruyemiş; incir, badem,ceviz, fındık gibi..ürünleri koyarak hem güzel bir dekor oluşturmuş, hem de satış yapmak için reklam yapmışlar.

Restoranta girdiniz. Bütün bu tanıdık, bildik ve sıcak havadan sonra yemek yiyeceksiniz, bunu için menü listesi isteiyorsunuz, size 12 sayfalık kuşe kağıda çok güzel baskı yapılmış bir dergi veriyorlar. Sanki Türkiye Turizm Rehberi.

İçinde neler mi var? Bunu anlatabilmek cidden zor. Bunun için bu dergiyi elinize alıp bakmanız gerekir. Gene de kısaca bahsedecek olursak, derginin iki ana teması olduğunu görürüz.

Birinci Temada, Türkiye, Türkiye hakkında bilinmesi gereken bilgiler var. Osmanlı ve Türk mutfağı, Akdeniz diyeti hakkında bilgi. Atatürk ve Türkiye hakkında bilgi. Kapalı çarşı, Boğaziçi ve Boğaziçi köprülerihakkında bilgiler ve Kendilerinin tanıtımı var…kim oldukları, şimdiye kadar neler yaptıkları, şimdi ne yapmayı hedeflemişler…

İkinci Temada, Türk yemekleri, yemeğin içindekiler (ki kırmızı mercimek gibi birçok şey burda olmadığı için ithal ediyorlar), yemeğin yöresi ve tarihçesi. Zeytinyağı, Yoğurt, patlıcan, kuru yemişlerimiz ve kahvemiz, Türk Kahvesi…Kahve Falı, Türk Lokumu hakkında geniş bilgi verilmiş...

Menü listesinde şu yemekler var:
a. Çorbalar: Ezogelin, kırmızı mercimek çorbası, Yoğurt çorbası.
b. Soğuk Yemekler: Zeytin tabağı, Zeytin yağlı dolma, Çerkez Tavuğu, Bufalo peynirli domates kulesi salatası, domatesli ekmek (Bruchetta)lı karışık )5 ayrı çesit zeytin Gemlik ve Aydın zeytinleri) zeyin tabağı, Havuç Salatalı ‘Hoş Geldin’ tabağı, Cacık, sucuk ve Pilaki ıle doldurulmus Midye…
c. Ana Yemekler: İskender, Kasap Köftesi, İstim Kebabı, Patlıcan Musakka, Sultan Tavuğu, Arnavut Ciğeri, Zeytin ezmeli Tavuk, Ali Nazik ve Mantı. Bu yemekler ile birlikte Bulgur Pilavı ve çoban salatası bir tabakta verilmekte.
d. Tatlılar, Baklava; cevizli ve fıstıklı, kabak tatlısı, Sütlaç; çikolatalı, hindistan cevizli ve Vanilyalı
e. Sıcak içecekler: çay ve Türk kahvesi, yandan çarklı Türk lokumlu (Hazer Baba)..

Yemeğinizi, Tarkan, Sezen Aksu, Candan Erçet, Bülent Ersoy, Zerrin Özer, Sibel Can, Münir Nurettin gibi bizim güzel sanatçılarımızdan memleket havaları dinleyerek, climanın sağladığı serinlikte (18C~20C), Ülkemizden binlerce km. uzakta, aynı tadı ve aynı lezzeti alarak, kendi evinizde imiş gibi yiyorsunuz.

Sonuç olarak; GÜLDEN GOURMET TÜRKISH CUISINE de mideniz Türk yemeklerine, gözünüz Türk motiflerine, kulağınız Türk müziğine doyuyor. Türkiye ile doluyorsunuz.

İşyerinin kurucusu ve sahipleri Ana Mariya ile Mustafa Cem Gülden. İkisi de Universite mezunu, Cem Matematikçi, Ana Mariya İşletmeci. Cem Şef, Ana Mariya Yönetici olarak çalışıyorlar. İşlerinde oldukça disiplinli, dikkatli ve başarılılar.
Cem Türk Vatandaşı. Dini bütün, ameli salih, vatan ve milletine karşı sevgisi ve muhabbeti her geçen gün artarak devam eden oğlumuz. Türklerin yemek kültürünü iyi tahlil etmiş, bilgili ve becerili. Bu küçücük mutfağında hemen hemen her yemeği çıkartabiliyor. Yılbaşında yaptığı ‘ Kestaneli, İç Pilavlı Hindi Dolması’ ına şimdiden gelecek yılbaşı için sıraya girdi, sipariş verdiler.


Cem iki çırak yetiştirmiş, Valentina ile Tatiana, iki genç kız. Yemek okulu mezunu, elleri yatkın ve becerikliler, Cem’in yokluğunda Restoranı çevirebilecek kıvama gelmişler.

Satış fiyatları normalin üzerinde olduğu için, Müşterileri de seçkin insanlardan oluşmuş.
Açılalı üç ay olmuş. Namı süratle yayılıyor, duyan geliyor, gelen bir daha geliyor.

Türkiye sevdalısı Cem ve eşi Ana Mariya ile iftihar ediyorum. Onların başarılarının devamını, daha nice şubeler açarak Colombiada Türk adını ebedileştirmelerini diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder