30 Ocak 2010 Cumartesi

BİR CAMİ BULDUK

CUMA NAMAZINI İFA ETTİK

Cem uzun süre Cami aramış, bulamamış. Tanıştığı İranlı bir iş adamı, Kolombialı bir doktor, gene buralı bir serbest çalışan adam,bir kaç kişi olup, cemaatle namaz kılıyorlarmış. Bir gün bir müşteri geldi,Restorana. Müslümanmış. Konuşurken laf camiye geldi. Adam, Güneyde bir cami olduğunu söyledi.

Cuma günü gittik, aradık , bulduk. 'EN NÛR' adında ufacık bir mescit. öyle özlemişim, öyle içime doldu ki kapısını öpesim geldi. Saat 1230 idi. Kapısını açtıramadık. Yarım saat sonra geldik, açılmıştı.
Saçtan yapılmış, yeşil boyalı dış kapıdan bir hole girdik. Kapının önünde 1mx1m küçük bir ayakkabılık vardı ayakkabılarımızı oraya koyduk. Holden kapısı olmayan bir odaya girdik. Burası Mescitti. İçeride kilimler, bir iki halı, bir sehba, yanında 1m. yüksekliğinde yazı okumak için kürsüye benzer birşey, orada hutbe okunuyor olmalı. Arka tarafında, gene kapısı olmayan bir oda vardı, mutfağa benziyordu. Yanda bir bölme daha vardı. Orasının ders verilen yer olduğunu sanıyorum. Hem de kadınların Cuma Namazı kıldığı kısımdı. Biz erken gitmiştik. Mescitte oturduk, biraz serinledik,Sonra adamlar ve kadınlar gelmeğe başladı. Toplam 10-15 kişi kadar olduk.

Cemaatten biri, siyahi bir Müslüman kalktı Ezan okudu. Önce, Ezan boyunca ne dediğini kesinlikle anlamadım. Sonra makam diye bir mırıltı başladı, öylece bitirdi. Gene cemaaten biri Bismillahirrahmanirrahim, diyip İspanyolca Hutbe okumaya, vaaz etmeğe başladı. Ne dediğini anlamadım tabi... Hutbe bitti, Cemaatten biri kalktı, Kamet getirdi, aynı adam cuma namazını kıldırdı. Şivesinden belli ki, Adam araptı. Çok ayın çatlatıyor, 'ha'ları boğazının kökünden çıkarıyordu. İki rekat Cumanın farzını kıldırdı. Namazın sonunda dua ettirdi. Biz çıktık, bazıları namaz kılmaya devam ediyordu.

Ondan sonra ki Cuma gene ezanlar hutbeler okundu, aynı arap kalktı kaamet getirdi, tam namaz kıldıracaktı ki ben geçtim adamın önüne. Ben İmam olacağım, ben kıldıracağım dedim. Konuşmamdan kimse bir şey anlamadı ama ne yapmak istediğim belliydi. Buyur ettile. Cübbe, sarık falan yok. Türkiye'ye gideyim, göndermeyi düşünüyorum.

Kendi lisanı Kuranımız ile Fatihamızı ve surelerimizi okuduk, Allah'a şükür. Ben Veleddallîn, dedikten sonra bir coşkulu 'AAmîîîn geldi ki sorma gitsin...
Ben de namazdan sonra, Ayetel Kürsiyi okudum ve dua ettirdirdim. 'Tekabbel Allah' diyerek, herkesle tokalaşıp, Camiden çıktık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder